Prof. Rolando Armijo, İstanbul’a en yakın 70 kilometrelik fayın kırılacağını ve meydana gelebilecek depremin büyüklüğünün 7.2 olacağını söyledi.“Evet biz felaket tellalıyız” diyen Prof. Şengör de Marmara Depremi’nin 30 ya da 50 yıl içinde 7’den büyük olma olasılığının yüzde 70 olduğunu açıkladı
Marmara Denizi Depremi ile ilgili araştırmalar yapan en yetkin yerli ve yabancı 15 bilim adamı, 17 Ağustos 1999 depreminin 10. yıldönümünde İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) bir araya gelerek, son gelişmeleri ve yeni bulguları konuştu.
Milliyet Gazetesi'nden Önay Yılmaz'ın haberine göre; toplantıda konuşan ve son bulguları değerlendiren Paris Yer Fiziği Enstitüsü ve Marmara Deniz Araştırmaları Koordinatörlüğü’nü yapan Prof. Dr. Rolando Armijo, Marmara Denizi’nde, İstanbul’a en yakın 70 kilometre uzunluğundaki fayın kırılacağını söyledi.
‘Marmara büyük enerjiyle yüklendi’
Yaptıkları çalışmalarla Marmara Denizi’ni en iyi bilinen deniz haline getirdiklerini anlatan İTÜ Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Naci Görür, “Bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu gerçek şudur: Marmara tabanında büyük deprem üretecek aktif fay sistemi vardır. Büyük bir enerjiyle yüklenmiştir. Kırılacak ve büyük deprem üretecektir. Resmi makamların söylediğine göre, İstanbul’un yapı stoku büyük depreme karşı koyacak güçte değildir” diye konuştu. Görür, denizaltında gözlem istasyonları ile ilgili çalışmalarının sürdüğünü, önümüzdeki aylarda çalışmanın başlatılacağını söyledi.
‘Uyarılarımız dikkate alınmıyor’
Yaptıkları uyarıların resmi kanallarca hiç dikkate alınmadığını belirten Görür, şöyle devam etti: “Halkın büyük kısmı da deprem olmayacak diyenlere itibar ediyor. Biz doğruyu ve en kötü senaryoyu söylediğimiz için pek dikkate alınmıyoruz. Bu bizim şanssızlığımız. Bu yüzden büyük baskı altında kalıyoruz. Bilim adamlarını birbirleriyle kapışıyor göstermek birilerinin işine geliyor. Böylece asıl tehlikeyi gözardı ediyorlar. Önemli olan gerçek çalışmaları yapana, somut verileri ortaya koyanlara itibar etmek gerekir.”
‘Yanılabiliriz ama yalan söylemeyiz’
İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Şengör de, Marmara Depremi’nin 30 ya da 50 yıl içinde 7’den büyük olma olasılığının yüzde 70 olduğunu belirterek, “Bunun dışında söylenen her şey uydurmadır. Deprem tehlikesi büyüktür” dedi.
7.6 veya 7.2 büyüklüğündeki farklı deprem tahminlerinin bilimadamları arasında tartışılmasının normal olduğunu belirten Şengör, “Bu uyuşmazlık normaldir. Biz burada hepimiz felaket tellalıyız. Felaketin geleceğini haber veriyoruz. Bunu değerlendirmek yöneticilerin işi. Biz yanılabiliriz ama asla yalan söylemeyiz” diye konuştu.
Prof. Armijo: 70 kilometrelik bölüm kırılmadı
Paris Yer Fiziği Enstitüsü ve Marmara Deniz Araştırmaları Koordinatörlüğü’nü yapan Prof. Dr. Rolando Armijo, 1912 Mürefte depreminde 140 kilometrelik fayın, Marmara Denizi’nde Orta Marmara çukurluğuna kadar kırıldığını belirtti ve şöyle dedi: “140 kilometrelik fayın yaklaşık 40 kilometresi denizin içinde kırıldı. Adalar fayı ise 1963’te kırıldı. 1999 İzmit Depremi de fayı körfezin çıkışına kadar kırdı. Tek kırılmayan bölge Orta Marmara çukurluğu (Marmara Ereğlisi-Silivri açıkları) ile Adalar arasındaki 70 kilometrelik bölüm. Bu bölüm İstanbul’a en yakın bölüm. Bizim tahminimize göre burada meydana gelebilecek depremin büyüklüğü maksimum 7.2 olacak.”
‘Deprem Saros’a doğru ilerliyor’
İTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Yer Fiziği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan da, şöyle dedi:
“Marmara Bölgesi’nde 1943-2009 yılları arasında olmuş 320 adet depremin mekanik özellikleri incelenmiştir. Bu veriler bize Kuzey Anadolu Fayı’nın İzmit Körfezi’nin batısında Kuzey Marmara’da doğu batı doğrultusunda Saros’a doğru devam ettiğini göstermektedir. Buna ek olarak Kuzey Anadolu Fayı, Marmara içinde daha ufak dallara da ayrılmaktadır. Ancak Kuzey Anadolu Fayı’nın genel karakterini koruduğu kuzeydeki ana dal, yani Kuzey Marmara Fayı, İstanbul’u etkilemesi beklenen büyük depremi yaratacak esas fay zonu olarak gözükmektedir.”
Aydın: Alınması gereken tedbirler alınmadı
Toplantıda konuşan bilim ve teknolojiden sorumlu Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın da, tabiat için afet diye bir şeyin olmadığını belirterek, “Afet biz insanlar için. Yoksa tabiat için bu rutin bir olay. O nedenle bize düşen etkileri azaltmak. Deprem beraberinde sosyolojik ve psikolojik dramlara yol açan bir hadise. Bunun önleminin tek yolu yok ama binaları sağlam tutmalıyız. Ne yazık ki bu konuda büyük sıkıntı var. Alınması gereken tedbirlerin alınmadığını görüyoruz. Problem büyük. Deprem sonrası ekonomik durum, pek çok ülkenin tek başına kaldırabileceği bir tablo değil” dedi.
Bu arada Prof. Görür, Bakan’dan, yöneticilerle bilim adamları arasındaki iletişimin sağlanmasında yardımcı olmasını istedi.
‘7’nin altında olmayacak’
Marmara’da 7.6 büyüklüğündeki deprem tezinin savunucusu olan Prof. Dr. Xaiver Le Pichon’un ekibinden Dr. Pierre Henry ise, “Biz en kötü senaryoyu söylemek zorundayız. Eldeki verilere göre, Marmara’da olacak olan deprem 7 büyüklüğünün altında görülmüyor. Kırılmamış 70 kilometrelik fayın varlığı ise kesinlik kazandı” dedi.
‘7.2 ciddi bir deprem’
Armijo ise, kendi tezinin yanlış anlaşıldığını belirterek, “Benim tezime dayanarak Marmara’da büyük deprem olmayacak şeklinde spekülasyonlar yapılması çok üzücü. İzmit depreminden küçük olacağına dair elimizde verimiz yok. Üstelik 7.2 büyüklüğünde bir deprem çok ciddi bir depremdir” diye konuştu.