Erzurum’da önceki gün, yani 30 Ocak akşamı saat 22.30 sıralarında bir deprem oldu. Richter ölçeği ile 3 büyüklüğündeki depremi kimileri hissetti, kimi sarsıntının farkına bile varmadı.
Bir gün önceki depremi hissetmeyen çoğu insan, dün sabah öyle bir haber ile karşılaştı ki...
Dondu kaldı adeta.
***
Sabah yataklarından doğrulan ve günün haberlerini öğrenmek amacıyla internete takılan, ya da gazeteyi eline alan binlerce insan depremden beter haberle sarsıldı.
İddiaya göre, akşam Erzurum’da Hadise’nin konserini izleyen Kanadalı sporcular, Oyunlar Köyü’ne geri döndüklerinde, görevliler tarafından taciz edilmişlerdi. Taciz edilen ve alkollü oldukları belirtilen sporcuların şikayeti üzerine Kanada kafilesi ayaklanmış, “Ya sorumlular polise teslim edilir, ya da biz oyunlardan çekiliriz” resti savurmuşlardı.
***
Haber böyleydi.
Bu haberle birlikte herkes ayaklanmış, internet ortamında Erzurum’a kara çalınmaya başlanmıştı bile.
Oysa işin hiç de iddia edildiği gibi olmadığı, günün ilerleyen saatlerinde çıktı ortaya. Kanadalı bayan sporcuların tacizi filan sözkonusu bile değilmiş!
Aynı ülkeden 57 yaşındaki Linda Chadwıck ile 53 yaşındaki Dona Iynne, Dağ Mahallesi’ndeki Curlign Salonu’na gitmek için bindikleri taksinin “77 yaşındaki” sürücüsü N.Ş. ile 20 yaşındaki K.L.’nin tacizine uğradıklarını iddia ediyorlardı.
***
Olaya polis el koydu, suçlanan iki kişi savcılığa teslim edildi, ifadelerinin ardından hakim karşısına çıkartılan N.Ş. ile K.L. serbest bırakıldılar.
***
O iki kişi tutuklanabilirdi de.
Kendimizi niye “tutuklanmadı” veya “tutuklandılar”ın sorgusunu yapacak noktada görmüyoruz, görmeyiz de.
Bizim işimiz değil bu.
***
Bu yıl 25’incisi yapılan oyunların tarihine bakıldığında, belki bu olaydan çok daha vahim olanlarının yaşandığı görülecektir.
“Erzurum sütten çıkmış ak kaşıktır” iddiasını gütmüyoruz.
Ancak, yok yere de bu şehrin adına kara çalınsın istemiyoruz.
***
Hiç kimsenin Erzurum’un ve dolayısıyla bu ülkenin adını kötüye çıkartma hakkı yoktur.
Bir suç işlenmiş ise, bu suçu işleyenlere kanunlar çerçevesinde en ağır cezalar elbet verilmelidir.
***
Ama ortada suç yok ise ve olmayan bir suçtan dolayı da Erzurum kötüleniyorsa...
Bunun sorumlusu bellidir.
“O sorumlu kim” derseniz...
Basın ile iletişim kurmayan, kuramayan, kendine “yandaş medya” oluşturan Korkmaz, bu sorumsuzluğun ve ihanetin “en başta gelen sorumlusu”dur...
O sorumsuz sorumlu da, yaptığı yanlışların hesabını vermek zorundadır.
Ve verecektir de. Er veya geç! Ama verecektir. Göreceksiniz.
ÖZTÜRK AKKÖK
DADAŞTV HABERYORUM